Haberler

TRT Genel Müdürü Eren: Çocukların medya akışında kaybolmasına izin vermemeliyiz

TRT Genel Müdürü Eren, “Çocuklarımızın medya ve teknoloji akışının ardında kaybolmasına izin vermememiz gerekiyor. Dijital yayıncılık sınırsız bir kaynağa sahip. Biz de yetişkinler olarak bu düzensiz dijital boşluğa karşı mücadele vermeliyiz.” dedi.

TRT Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü İbrahim Eren, TRT Uluslararası Çocuk Medyası Konferansı’nın açılışında, Türkiye’nin çocuk odaklı tek medya konferansının yedincisini düzenlediklerini belirtti.

Konferansında medya okur yazarlığı, dijital içerikler, içerik seçimi ve ekran süresi gibi konuların tartışılacağını ifade eden Eren, “Çocuk Medya Konferansı’nın Türkiye’de çocuklara özel içerik geliştirmek, üretmek ve tanıtmakla ilgilenen herkes için çok büyük bir önem taşıdığına inanıyorum. Konferansın bir diğer özelliği ise çocuk medyası üzerine uluslararası bir platform olması ve tecrübe paylaşımına imkan sağlaması.” diye konuştu.

Eren, “Çocuk Medyasında İçerik Seçimi ve Ekran Süresi Yönetimi” ana temalı konferansta iki gün boyunca çocuk medyasına dair tüm unsurların incelenip, değerlendirmeye sunulacağını dile getirdi.

“TRT Çocuk artık çok önemli ve vazgeçilmez bir marka”

TRT Çocuk’un, TRT kanalları arasında çok özel bir konuma sahip olduğunu vurgulayan Eren, şunları kaydetti:

“TRT Çocuk, çocuk yayıncılığı alanında artık çok önemli ve vazgeçilmez bir marka. Biz çocuğun yüksek yararını gözeterek meseleye çocuk merkezli bakıyoruz. Bu anlamda vizyon olarak TRT Çocuk’un bir televizyon kanalı olmasının çok ötesine geçmiş durumdayız. Kamu yayıncısı olarak da herhangi bir ticari kaygı gütmüyoruz, TRT Çocuk’a kesinlikle reklam almıyor ve çocuklarımızın tüketici toplum kültüründen özenle uzak tutmaya çalışıyoruz. Çocuklarımızın milli kültürümüzden beslenen, tarihini bilen bireyler olarak yetişmesine özen gösterirken aynı zamanda farklı ve özgün içerik üretimine de fırsatlar sunuyoruz. TRT Çocuk olarak yayınlarımızın çoğunluğunun ilhamını kültürümüzden aldığımız yayınlarla ve yerli yapımlarla oluşturuyoruz. Neredeyse yapımlarımızın yüzde 80’ini yerli yapımlardan, iç yapımlardan oluşturarak hedefimizi gerçekleştirmiş bulunuyoruz ve bu suretle evlatlarımıza, çocuklarımıza kıymetli işler sunmaya devam ediyoruz.”

“Çocukların medya akışında kaybolmasına izin vermemeliyiz”

Eren, medya ve dijital cihazların artık hayatın ayrılmaz bir parçası olduğunu vurgulayarak, çocukların ilgi çekici ekran, medya deneyimlerine dayalı bir dünyaya doğduğunu anlattı.

Ekran karşısında en hassas grubun çocuklar olduğunu dile getiren Eren, şöyle devam etti:

“Onlara ekranda izlediklerini gerçeklik ve kurgu bakımından ayırt etme becerisini kazandırmak için çok çalışıyoruz. Çocukların kurgulanmış içeriği bilinçli ve eleştirel izlemesini, doğru cevaplar bulabilmesini, doğru sorular sorabilmesi bizim en önemli görevlerimizdendir. Ekran medyasının çocuklar hayatındaki rolü ekran karşısında geçirecek zaman zarar verici olup olmadığı değişik araştırmalarda sürekli masaya yatırılıyor. En önemli varlıklarımız olan çocuklarımızın medya ve teknoloji akışının ardında kaybolmasına izin vermememiz gerekiyor. Bu cihazlar uygun bir biçimde kullanılıyorsa faydalı olabilir. Anca hepimiz biliyoruz ki dijital yayıncılık sınırsız bir kaynağa sahip. Biz de yetişkinler olarak bu düzensiz dijital boşluğa karşı mücadele vermeliyiz.”

“Çocukların bilgiyle olan iletişimini artık bizim yeniden yorumlamamız gerekiyor”

Kendi çocuklarıyla deneyimlerini de paylaşan Eren, çocukların kendilerini buldukları dijital dünyayı değiştirmenin çok zor olduğunu ancak ailelerin çocukların dijital dünyada güven içinde gezinmesine yardımcı olabileceğini ve TRT olarak ellerinden geleni yaptıklarını söyledi.

Eren, çocukların dijital bir evrene doğduğunu, ebeveynlerin bu evreni kontrol etmekte zorlandığını ifade ederek, şu ifadeleri kullandı:

“Çocukların bilgiyle olan iletişimini artık bizim yeniden yorumlamamız gerekiyor. Kitap, vazgeçilmezdir çünkü kitap kadar hayal dünyasını geliştiren başka bir bilgi ve eğlence kaynağı yok. Ama çocuğun buna alışabilmesi için tamamen uzaklaştırmadan dijital okur yazarlığı öğreterek, sunmamız gerekiyor. Çocuklarımızın dijital büyüdüğü bu dünyada, ebeveynler olarak dijital kullanımla ilgili sağıklı kavramları öğrenmelerine yardımcı olmalıyız. Medya kullanımı da diğer tüm etkinlikler gibi makul sınırlara sahip olmalı. Çocuklara sorun çözme yolları ve duyguları yönlendirmek için başka seçenekler bulma konularının da öğretilmesi gerekiyor. Tüm bu süreçte biz ebeveynler de iyi bir rol model olmak için çaba harcamalıyız.”

TRT olarak kamu yayıncılığı sorumluluğunda hareket ettiklerini vurgulayan Eren, “Çocuk yayıncılığının yaşayan ve daima gelişip, güncelleme ihtiyacı gösteren bir saha olduğunun hep farkında olduk. Çözümün bir parçası olmayı hedef seçtik. Çocuklarımız geleceğimizdir, yolları açık olsun.” diye konuştu.

Açılış konuşmasının ardından TRT Çocuk Karakter Tasarım Yarışmasında “Bilge” karakteriyle birinci olan Elif Sakallı, “Tombik” karakteriyle ikinci olan Zekeriya Hiçyılmaz, “Mucit Noyan” karakteriyle üçüncü olan Batıkan Özev ve “Tarık Gökay” karakteriyle Seyirci Özel Ödülüne layık görülen Ahmet Enes Yurdakul ödüllerini aldı.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu