Magazin

Sosyal medya platformlarında dil ve kelime kökenlerine ilgili

“Kelime Köken” isimli Twitter hesabını yöneten Araştırmacı- Yazar Mehmet Emin Katırcı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, sosyal medya araçlarının çoğunlukla tartışmalarla ve olumsuz hadiselerle gündeme geldiğini belirterek, “Sosyal medya, sadece birilerinin birilerini eleştirdiği bir mecra değil. Olumsuzlukların ötesinde sosyal medya araçlarının nitelikli kullanımı da mümkün.” dedi.

Mimari, resim, edebiyat, etimoloji gibi kültürel ve sanatsal konularda paylaşım yapan hesapların yüz binlerce kullanıcı tarafından takip edildiğini bildiren Katırcı, “Sosyal medya aslında dünyanın küçük bir yansıması. İçinde güzellikler olduğu gibi kötülükler de olabiliyor. Sosyal medyayı sadece kötü yanıyla ele almak hatalı bir yaklaşım olur.” değerlendirmesinde bulundu.
“Kısa sürede binlerce kullanıcı takip etmeye başladı”

Mehmet Emin Katırcı, 2016 yılından bu yana “Kelime Köken” isimli Twitter hesabı üzerinden etimoloji, dil ve mitoloji içerikli paylaşımlar yaptığını aktararak, şunları kaydetti:

“Çeşitli dergilerde ve mecralarda edebiyatla ilgili yazılar yazıyor ve araştırmalar yapıyordum. Bu süreçte kelime kökenlerini incelemeye başladım ve her kelimenin bir hikayesi olduğunu gördüm. Bu hikayeler aslında insanlığın hikayesiydi ve ‘kendi hikayesinin farkında olmayan insanlara bunları anlatmalıyım’ dedim.

Bu düşünceden hareketle, bilginin çok güçlü bir şekilde yayılabildiği Twitter’da ilgili hikayeleri paylaşmaya başladım. Paylaşımlarımı yaptığım Kelime Köken isimli hesap aracılığıyla kısa hikayeler paylaşmaya başladım, bu hikayeler kullanıcıların büyük beğenisini kazandı. İlginin çok düşük olacağını düşündüğüm etimoloji gibi bir alanda, sadece bir sene içerisinde 30 binden fazla insan bu konuyla ilgili paylaşımları ilgiyle takip etmeye başladı.”

“Üst düzey bürokratlardan öğrencilere kadar her kesimden ilgi var”

Araştırmacı-Yazar Katırcı, “Kelime Köken”in takipçi sayısının 130 bine yaklaştığını belirterek, “Üst düzey bürokratlardan milletvekillerine, akademisyenlerden öğrencilere kadar toplumun her kesiminden insan, kelime kökenlerine yakın bir ilgi gösteriyor. Bu sadece Kelime Köken’e olan ilgiyle sınırlı değil. Sanatsal ve kültürel paylaşımlar yapan diğer hesaplarda da yoğun ilgi olduğu görülüyor.” diye konuştu.

Takipçi sayısının, ulaşılan kitleye dair tek gösterge olmadığını vurgulayan Katırcı, “Örneğin, Arapçadan İngilizceye geçen kelimelerle ilgi yaptığım bir paylaşım yarım milyonun üzerinde kullanıcı tarafından görüntülendi. Bu dille alakalı bir paylaşım için ciddi bir rakam. Sosyal medya platformları, takipçi sayısının ötesinde geniş bir kitleye ulaşma imkanı sunuyor.” ifadelerini kullandı.

Katırcı, kullanıcıların sadece paylaşımları beğenmekle kalmadığını, aynı zamanda paylaşımlara yorum ve ek bilgilerle destek sağladığını belirterek, “İlgi öyle bir noktaya vardı ki bir kullanıcı kızına isim koymak için öneride bulunmamı istedi. Bunun büyük bir sorumluluk olduğunu söylesem de ısrarcı oldu. Ben de kendisine suyun zarafetinden hareketle Nil ve Nehir isimlerini önerdim. Bir süre sonra kendisinden çocuğunun ismini Nehir koyduğuna dair bir mesaj aldım. Bu ilginç ve mutluluk verici bir olaydı.” şeklinde konuştu.

Paylaşımlar kitaba dönüştü

4 yıl içerisinde paylaştığı hikayelerin etkisiyle insanların dil, mitoloji, kelime kökenlerine ciddi bir şekilde ilgi göstermeye başladığını aktaran Katırcı, “Kullanıcılar, bu paylaşımları içeren basılı bir esere kütüphanelerinde yer vermek istediklerine dair çeşitli düşünceleri dile getirdiler. Bunun üzerine hesapla aynı ismi taşıyan ‘Kelime Köken-Kelimeler, Hikayeler, Efsaneler’ isimli dosyamı kitaplaştırma kararı aldım.” dedi.

Katırcı, kitabı; dil, mitoloji, edebiyat ve ilahiyat alanlarında kaynak kabul edilen eserlerden faydalanarak oluşturduğunu ifade ederek, şunları kaydetti:

“Kitapta 19 başlık altında 300’e yakın kelimenin hikayesini ele aldım. Bu kelimeler, eski Amerika uygarlıklarından Çin’e, Hindistan’dan İran’a, Avrupa’dan Afrika’ya çok geniş coğrafyalardan gelerek dilimize yerleşmiş. Örneğin, sıkça kullandığımız ‘alo’ seslenme sözü, telefonun mucidi Graham Bell’in sevgilisi Allessandra Lolita Oswaldo’nun isminin kısaltması olarak bilinir. Ancak bu yaygın bir yanlıştır. Çünkü Graham Bell’in hayatındaki tek kadın olarak işitme engelli Mabel Hubbard gösterilir. ‘Alo’ kelimesi, eski Fransızcadaki ‘hey oradaki’ anlamına gelen ‘ho la’ hitabına dayanmaktadır.”

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu