Haberler

56. Münih Güvenlik Konferansında ‘dünyayı Batılılaştırma’ fikrinden vazgeçilmesi çağrısı

Almanya’da 56’ncısı düzenlenen Münih Güvenlik Konferansı’nın açılış konuşmasını gerçekleştiren Almanya Cumhurbaşkanı Frank Walter Steinmeier 2014 yılında Dışişleri Bakanı olarak konferansa katıldığını ve o günkü dünya ile bugünkü dünya arasında güvenlik anlamında farklılıklar bulunduğunu söyledi.

Steinmeier Batı’nın kendi imajıyla dünyayı şekillendiremeyeceğini vurgulayarak, ”Dış politikamızı fazla zorlamamalıyız. Özellikle Avrupa ve Almanya, dünyaya daha az misyoner bir yaklaşımla yaklaşırsa başarılı olurlar. Siyasi gündemimiz de dünyayı Batılılaştırmayı içermiyor.” dedi.

Batı ülkelerinin Rusya gibi ülkelerle daha iyi bir ilişkiye ihtiyaç duyduğunu belirten Steinmeier, bu ülkelere yönelik dış politikaların sadece kınama ifadeleri ve yaptırımlarla sınırlandırılmaması gerektiğini belirtti.

Steinmeier, ”İran ile nükleer bir anlaşma müzakere etmenin başka bir yolu yok ve Doğu Ukrayna’da da barış yok. Libya’da barış yapmak istiyorsanız sadece temiz olanları değil, birçok eli sıkmanız gerekir. Sahel’de terörizmle mücadele etmek istiyorsanız bunu ‘Askeri çözüm olsun mu olmasın mı?’ sorusuna indiremezsiniz. Ancak başarılı bir istikrar için öncelikle çatışmanın karmaşık nedenlerine odaklanmalıdır. Çatışma çözümlemesi farklıdır, yalnız anlayış elde edilemez.” ifadesini kullandı.

BM’nin 75 yıl önce kurulduğunu hatırlatan Steinmeier ancak bugün dünya siyasetinin gittikçe yıkıcı bir dinamiğine tanık olunduğunu vurgulayarak şöyle devam etti:

”Her yıl daha barışçıl bir dünya yaratmak için uluslararası iş birliği hedefinden uzaklaşıyoruz. ‘Büyük güçlerle rekabet’ fikri sadece günümüzün strateji belgelerini belirlemekle kalmıyor. Aynı zamanda dünyadaki gerçekliği yeniden şekillendiriyor. Bunun izleri Orta Doğu ve Libya’daki çatışmalar izliyor.”

Konuşmasında Rusya’yı da eleştiren Steinmeier, ”Haklı ya da haksız tartışmaları bir kenara, uluslararası hukuka bakılmaksızın Kırım’ı ilhak etti. Askeri şiddeti ve Avrupa kıtasındaki sınırları tekrar siyasi bir araç haline getirdi. Sonuç, belirsizlik ve öngörülemezlik, yüzleşme ve güven kaybıdır.” dedi.

Çin’in uluslararası kurumlarda da önemli bir oyuncu haline geldiğini anlatan Steinmeier, Çin’in aynı zamanda uluslararası hukuku yalnızca kendi çıkarlarına ters düşmediği durumlarda kabul etmesini de eleştirdi.

Çin’in Güney Çin Denizi’ndeki eylemlerinin bölgedeki komşuları rahatsız ettiğinin altını çizen Steinmeier, Çin’in Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ndeki tutumuna da dikkati çekerek, ”Kendi ülkesindeki azınlıklara yönelik eylemleri de hepimizi rahatsız ediyor.” diye konuştu.

Steinmeier, konuşmasında ABD yönetimini de eleştirerek, bu ülkenin alışılmadık bir şekilde uluslararası kurumların kararlarını hiçe saydığını, ticaret savaşları, iklim değişikliği gibi küresel sorunlara çözüm arayışında uluslararası toplumu zayıflattığını, bundan dolayı da uluslararası kurumların engellenmesinin endişeyle takip edildiğini vurguladı.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu